Yemek borusunda yanma, tüketilen gıdaların sindirimi sırasında gerekli olan mide asidinin yemek borusuna doğru çıkması sonucu ortaya çıkar. Bu durum, halk arasında reflü olarak bilinir. Yanma haricinde hazımsızlık ve mide sıvısının ağızda hissedilmesi gibi şikâyetler yaşanabilir. Yemek borusu yanması, mide asidi üretimini artıran besinlerin az tüketilmesiyle belli oranda kontrol altına alınabilir.

Eğer beslenme programında yapılan değişikliklere rağmen yemek borusu yanması şikâyetinde azalma olmuyorsa, bazı ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir.

Mide asidi, mideye ulaşan gıdaları parçalamak için kullanılır. Mide zarı, bu aside dayanıklı bir yapıya sahiptir. Ancak yemek borusu yapısı bu asite uygun değildir. Mide asidi yemek borusuna doğru çıktığında, bu asit nedeniyle yemek borusunda yanma oluşur. Bu yanma, göğüste ağrı şeklinde hissedilebilir. Yaşanan yanma ve ağrı daha çok yemeklerden sonra meydana gelir. Çünkü yemeklerden sonra mide asidi salgılanmaya başlar. Aşırı yağlı ve baharatlı bir öğünden sonra mide, normalden daha fazla asit salgılar ve şikâyetler daha uzun sürebilir.

Mide asidi yemek borusunu geçip ağıza kadar ulaşmışsa, ağızda hoş olmayan, acı bir tat oluşabilir. Asit ağıza kadar çıkmasa da gırtlağa ulaştığında yine ağızda acı bir tat hissedilebilir.

Kişi, sesi kısıldığında grip ya da soğuk algınlığına bağlı bir hastalığa yakalandığını düşünebilir. Ancak ses kısıklığı, yemek borusu yanması yani reflü nedeniyle yaşanabilir. Mide asidi yemek borusunu geçip ses tellerine ulaştığında, ses tellerinin tahriş olmasına ve dolayısıyla ses kısıklığına neden olabilir.

Mide asidi yemek borusunu tahriş ettiğinde boğaz ağrısı görülebilir. Bu durum genelde soğuk algınlığı ile karıştırılabilir. Burun akıntısı ya da hapşırma gibi herhangi bir yakınma olmaksızın yalnızca boğaz ağrısı yaşanıyorsa, bu durum yemek borusu yanması nedeniyle oluşabilir.

Hasta doktora başvurduğunda şikâyetlerini anlatır ve doktor şikâyetleri dikkatli bir şekilde değerlendirirse, herhangi bir tetkik yapmadan yemek borusu yanması teşhis edilebilir. Eğer konu ile alakalı anatomik bir sebepten şüphe duyuluyorsa, bazı testlerin yapılması gerekebilir. Bu testler arasında yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağı filmi, gastroskopi, özefagus manometresi ve pH metre bulunur.

Yemek borusunda yanma, beslenme alışkanlıklarında yapılan bazı değişikliklerle de genelde kontrol altına alınabilir. Örneğin, gün içinde 4 litre kadar su içmek tedavi için önemlidir. Ayrıca rafine şeker ve unlu gıdalardan kaçınmak gerekir. Bu tür gıdalar yanmanın artmasına yol açabilir. Günlük 4 diş kadar sarımsak tüketilebilir. Sarımsak ikiye bölünerek ya da ezilerek su yardımıyla yutulabilir. Bunların haricinde kefir, yemek borusu yanması için oldukça faydalıdır. Kefir, bağırsaklarda iyi bakterilerin artmasını sağlayarak sindirim enzimleri üretimini artırır.

Yemek borusunda yanma için ilk önce mide asidini azaltan ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında anti asitler, proton pompa inhibitörleri ve H2 reseptör blokerleri bulunur. Uygulanan ilaç tedavisine rağmen hastanın şikâyetlerinde azalma sağlanamamışsa ve kanama gibi bazı komplikasyonlar varsa, cerrahi tedaviye başvurulabilir.